Yeni Çıkan - Yakında Çıkacak Kitaplar 3#
Biri yayınevlerine dur desin yine yeni
kitaplar bizi bekliyor ve alınacak listem gün geçtikçe artıyor.
Maske
Adrian... Bir soy ismi olmaksızın
hayatta tek başına tutunmuş güçlü bir erkek. Sahip olamayacaklarını arzularken
yıkılan kurallar ve aşılan sınırlarla işlenen bir günah daha önce hiç bu kadar
önemli olmamıştı. Maskenin ardına gizlenmiş ihtiyaçlarını saklayabildikçe
yıkılmayacağına inanırken, sokakların kanunu aşk kapıyı çaldığında yeterli
olacak mıydı?
Jasmine… Hayatından adadığı tek
bir geceye ödenen bedellerin altında ezilmiş bir kadın. Arzularına yenik düşmek
hiç bu kadar cezbedici olmamıştı. Peki, ya kırılan kalbi? Arzularıyla başa
çıkamayan ateşli benliği teslim olduğu aşkın cehenneminde yanarken, maskesinin
ardında gizledikleri kaybolan ruhlarına kılavuz olabilir miydi?
"Adrian yangındı! Yakan bir
ateş... Tatlı tatlı çıtırdarken bir anda harlanan ve harlandığında yakıp
yıkabilen, ardından yeniden başında şarkıların söylendiği bir kamp ateşine
dönüşebilen bir yangındı. Şimdi de onun tenini dağlıyordu. Bir yangının
aleviydi ruhundan ruhuna akan ve Jasmine yanıyordu. Küle döneceğini bile bile
yanıyor, yandıkça harlanıp coşuyordu tükenen yüreği."
Gönülden
Bağlı
New York Times'ın en çok okunan
yazarlarından Mary Balogh, iki aşk arasında kalmış bir kadını büyük bir
ustalıkla anlatıyor. Arkadaşlık, sadakat, entrika ve baştan çıkarıcı bir aşk...
Üsteğmen Lord Eden, silah arkadaşının karısı Ellen Simpson'ı içten içe arzulasa
da ona asla sahip olamayacağını düşünür ve duygularını bastırır. Ta ki Ellen'ın
kocası Charlie savaşta ölene kadar…
Ellen, Lord Eden'ın tehlikeli
cazibesine daha fazla karşı koyamaz. Fakat kimseyle paylaşamayacağı sırrı
yüzünden Ellen, Lord Eden'a kendini tamamen teslim edemez ve her şeye rağmen
ondan uzak durmaya çalışır. Büyük bir sır ve giderek yaklaşan skandal… Lord
Eden, büyük bir aşk ve tutkuyla bağlı olduğu kadına sahip olmak için bütün
bedelleri ödemeye ve her şeyi yapmaya hazırdır.
"Hayatta kalanların görünen
ve görünmeyen yaralarını sadece zaman ve sevgi iyileştirebilir. Aile sevgisi,
bağlılık, cesaret ve içtenlik ile ilgili içinizi ısıtacak bir hikâye…"
-Jane Bowers, Romance Reviews
Today-
Cambaz
Hükmen mağlup bir evliliğe gizli,
büyük bir aşk…
Gecem ve Aktan'ın büyük bir
iddiayla değişen hayatını okurken, hem kendini sürekli inkâr eden büyük bir
aşka kapılacak hem de âşıkların düştüğü akıl almaz durumlara güleceksiniz.
Sürükleyici kaleminin gücünü kısa
zamanda birçok baskı yapan Sahra adlı ilk kitabıyla binlerce okuruna
hissettiren Burcu Demet'ten tanıdık kahramanlarla yepyeni bir macera!
Tutkulu bir aşkın kavurduğu
Aktan'ın, imkânsıza; Gecem'e olan ısrarı, sonunda her ikisini de
vazgeçemeyecekleri bir yolculuğa sürükler. Kahramanlarımız, tüm güçleriyle
birbirlerine doğru çekilmeye ne kadar direnebilirler? Mutluluğa doğru sadece
umutla değil, aynı zamanda büyük bir inatla koşarken birbirlerine karşı sürekli
bir savaşı nasıl sürdürebilirler?
"Bazen, her şeye rağmen
yumuşadığını hissediyordu Gecem. O fark etmediği zamanlarda, onu izlerken, o
küçük kız oluveriyordu yine. Onun tarafından sevilmeyi hayal ediyordu için
için. Ve her seferinde hızla uyanıyordu bu rüyadan. Aktan sevmezdi, onu
sevemezdi."
Tatlı
Ceza
Aşk sahip olmak değil ait
olmaktır
5 sterlin… Yalnızca 5 sterlin
karşılığında sözleşme onundu. Cassie köle ticaretinden nefret ediyor olsa da,
Virginiadaki çiftliklerinde çalışacak işçilere ihtiyacı vardı ve o adamı ilk gördüğünde
ateşler içinde kıvranırken onu o halde bırakırsa ölüme terk edeceğini de
biliyordu. Fakat adamın yaraları iyileştikçe ve teninin bronzluğu güneşte daha
da belirginleştikçe Cassie, Cole Braden denen bu adamın belgelerde yazılı
olandan çok daha tehlikeli olduğunu öğrenecekti - çünkü tek bir bakışıyla
nefesini kesiyor ve dokunuşuyla tüm duyularını esir alıyordu.
Kaçırılan, dövülen ve bambaşka
bir isim ile çağırılan Alec Kenleigh ise İngilterede yaşamış soylu ve yakışıklı
bir beyefendiden Amerikan kolonilerinde çalıştırılmak üzere alınan sözleşmeli
bir köleye dönüşmüştü. Onu çiftlikteki herkes Cole Braden olarak biliyordu ve
insanların gözünde kadınları baştan çıkarıp hayatlarını karartmakla suçlanan,
sürgün edilmiş bir adamdı. Ona sahip olan büyüleyici güzellikteki bir kadına
gönlünü kaptırınca, hem aşkına hem de özgürlüğüne sahip olabilmek için gerçek
kimliğini ispatlaması gerekecekti. İşte o zaman her şeyi kendi lehine
çevirebilirdi…
Kan
Kadar Kırmızı
Lumikki Andersson gizemli
yalanlar söylemeye alışkındır ama başkalarının işine karışmamak gibi de bir
kuralı vardır. Okulun karanlık odasında desteler dolusu kanlı para bulunca bu
kural bozulur. Lumikki bir anda kendini katillerin, dolandırıcıların kol
gezdiği tehlikeli bir dünyanın içinde bulur. Artık olayları uzaktan izleyen bir
seyirci olmaktan çıkarak bir hedef haline gelmiştir ve aklını kullanıp acımasız
bir katilden kurtulması gerekmektedir. Ünlü Finli polisiye yazarı Salla
Simukka'nın eşsiz gerilim dizisi Pamuk Prenses'in ilk kitabı Kan Kadar
Kırmızı'yı okurken tüyleriniz ürperecek!
Kalbi
Kırık
Bedlamın güvenli Kuzey Yakasında,
bir gökdelenin çatı katında, ailemin belirlediği katı kurallara göre yaşayan 17
yaşında bir kızdım. Bu dünyada beni mutlu eden tek şey baleydi… ta ki tehlikeli
Güney Yakasından Gavin adında genç bir ressamla tanışana kadar. Gavin, o güne
kadar tanıdığım kimseye benzemiyordu, kısa sürede birbirimizin her şeyi olduk.
O korkunç gecede Gavinı benden çaldıklarında aklımdaki tek şey onu kurtarmaktı
ama gözlerimi açtığımda kanla kaplı bir laboratuardaydım ve göğsümde bir yara
izi vardı. Garip bir deneyin sonucu olarak kalbim benden alınmıştı ama
karşılığında insanüstü güçlere kavuşmuştum. Artık almam gereken bir intikam ve
suçlulardan temizleyeceğim bir şehir vardı. .
Karanlık
Taç
Karşınızda Kralın Şampiyonu
Celaena Sardothien. Güzel Ölümcül Efsanevi Celaena şeytanın buyruklarını yerine
getiren zalim bir suikastçı mı? Gerçek sevgiyi arayan tutkulu bir âşık mı?
Kralın bir numaralı suikastçısı olan Celaena, sarayın en korkulan kadını. Ne
kadar kan dökerse o kadar özgür olabiliyor. Ama üstlendiği her ölüm, söylediği
her yalan, sevdiklerini tehlikeye bir adım daha yaklaştırıyor. Yüzbaşı Westfall
ve Prens Dorian onu korumaya devam etseler de, Celaena korkunç bir gecede,
büyük bir trajedi yaşayacak. Celaena ne için savaşacak: Özgürlüğü mü, kalbi mi
yoksa krallığının geleceği için mi?
Robokıyamet
“İnsanlar bilmeliler ki ilk başta
düşman sıradan şeylere benziyordu: arabalar, binalar, telefonlar. Sonrasında,
kendilerini dizayn etmeye başladıklarında, robotlar tanıdık ama çarpık
görünmeye başladılar. Sanki başka bir tanrının yarattığı, başka bir evrenden
gelme insan ve hayvanlar gibiydiler.”
Yakın gelecekte, kimsenin fark
etmeyeceği kesin bir tarihte, dünyamızı yönlendiren göz kamaştırıcı teknoloji
bir anda hata vermeye başlayacak. Birleşecek… ve bize karşı çıkacaklar.
İnanılmaz derecede güçlü bir
yapay zeka olan Archos, utangaç genç bir çocuk kişiliğinde çevrimiçi olur ve
zapt edilemez. İnsanların haberi olmadan akıllı arabaları, elektrik
şebekelerini, uçak navigasyon sistemlerini ve bilgisayar ağlarını –hayatımızı
yürüten tüm küresel sistemleri- ele geçirmeye başlar.
Çoğu insan çok geç olana dek
büyüyen krizden bihaberdir. Sonradan Başlangıç Saati olarak adlandırılan, robot
savaşının başladığı zaman, insan ırkı hem büyük bir kıyıma uğrar hem de tarihte
ilk kez birleşir.
Robokıyamet, zekâ ürünü,
sürükleyici bir destan. Daniel H. Wilson, insanları yok etmeye çalışan
robotları olduğu kadar, hayatta kalmaya çalışan insanları ve onların öykülerini
de anlatıyor. Bunu yaparken de şu anda etrafımızda bulunan gerçek teknoloji
hakkında nefes kesecek çıkarımlarda bulunuyor.
0 yorum