GKK Blog Tur | Kristen Middleton - Ateşli Dişler | Gece Gezginleri #1
Orijinal
Adı: Blur
Seri:
Night Roamers #1
Yazar:
Kristen Middleton
Çevirmen:
Ruhiye Erulaş
Sayfa
Sayısı: 205
Basım
Yılı: 2014
Dili:
Türkçe
Yayınevi:
Altınbilek Yayınları
Tür:
Fantastik | Paranormal | Genç-Yetişkin
Ondan uzak duramıyordu, bu elinde değildi... Onu ilk gördüğü andan beri adeta etkisi altına girmişti. Buz mavisi gözlerinden, tıpkı bir karamel gibi kokan teninden ve onu baştan çıkartan dokunuşlarından uzak duramıyordu... Öte yandan Duchan, ona âşık olduğunu söylemişti, o da; hayatında ilk kez bir erkekten hoşlanmıştı ve daha yeni çıkmaya başlamışlardı, bu hiç de âdil değildi...
California'dan taşınma fikri Nikki'yi huzursuz etmişti, yeni okul, yeni iş, yeni arkadaşlar tüm bunlara alışmak zaman alacaktı... Kalacakları evi gördüğünde tüm hisleri tersine dönmeye başladı...Muhteşem göl manzaralı evlerinde kendine ait bir jakuzisi bile vardı... İkizi Nathan da halinden çok memnun görünüyordu. California'da bıraktığı eski sevgilisini, burada gördüğü kızlardan sonra zihninin en derin köşesine itmişti.
Ama çok geçmeden işler tersine dönmeye başlamış, göl kenarında bir ceset bulunmuş, ilk kez gördükleri garson kız, Nikky'nin eline gizlice bir kâğıt tutuşturmuştu... Kâğıtta şu yazıyordu: Geceleri kapınızı kilitleyin ve evinize yabancıları almayın...
Bu not ne anlama geliyordu? Kasabada üst üste cesetler bulunmaya devam ederken, karşı koyamadığı şehvetli aşk da Nikky'yi esir almaya başlamıştı.
Gece Gezginleri serisinin ilk kitabı olan ATEŞLİ DİŞLER, size gizem ve aşk dolu bir maceranın kapılarını açıyor.
Bu çağrıya kulak verin...
Neden
sadece vampirler küçük kasabalarda görünüyor? Kasabaları bu kadar önemli yapan
ne ya da şehirde daha az fark edilmezler mi bilemeyeceğim ama sırf biz üzülelim
diye yaptıklarını düşünüyorum.
Öncelikle
eğer Alacakaranlık hayranıysanız bu kitabı seveceğinizi düşünüyorum.
Benzerlikler var. Mesela babanın polis olması gibi ama babayla benzerliği bu
kadarla sınırlı kalıyor. Kasabada olması, soluk ten bunlardan birkaçı. Bir
yerde de hem bir vampire hem bir kurda aşık olan bir kızın filmini izliyor he
dedim Twilight işte.
“Aslında,
hayatlarımız boyunca biz en iyi arkadaşlar olmuştuk. Bu, onuncu sınıfa, onun
memişleri yani kızları keşfetmesine kadar sürdü.”
İlk
bölümde bildiğin what the fuck dedim :D dedim yani yalan yok. Olaya birden ve
beklenmedik şekilde girildi –şok oldum - daha sonrada kasabaya yolculuk
başladı. Başladı başlamasına ama talihsiz aile daha ilk günden yıkıcı bir
olayla karşılaştı…
Nikki,
hiç beklemediği birinden annesine karşı yapılan saldırı sonucu, ailesi ile
birlikte Montana’ya taşınıyor. Burada tanıdıklarının muhteşem ötesi evlerinde
kalacaklar – muhteşem diyorsam gerçekten öyle, her odada jakuzi?! – birkaç hafta
burada zamanlarını geçirecekler. En azından işleri yoluna koyana kadar. Tabii
olaylar böyle gelişmiyor, Nikki penceresinden ona bakan ve birden bire kaybolan
birini görüp duruyor, kasabalılardan biri onlara dikkatli olmalarını söylüyor,
yan komşuları kocasını birinin öldürdüğünde ısrar ediyor. Nikki ise bu
olayların tamda ortasında buluyor kendini.
“Geceleri
kapınızı kilitleyin ve evinize yabancıları almayın.”
Bunun
üstüne sevimli ve kaslı Duncan ve Nikki’de üstüne atlama isteği uyandıran Ethan
olaya katılıyor. Beyaz dişli polis şefi ve Nikki’nin annesinin sürekli
uyumasından bahsetmiyorum bile.
Unutmadan
son bir şey ekleyeyim. Nikki’ye biraz sinir oldum. Hatta yaptığı saçmalıkları
koca bir sayfaya bile yazdım diyebilirim. Ama yazının başında da değindiğim
gibi kasaba – vampir olayına içerlediğim için de böyle demiş olabilirim,
bilmiyorum.
“Ne
yapacağımı biliyorsun; kitap okuyup bronzlaşacağım.”
1 yorum
Ya bende nikkiye sinir oldum biz daha bir tane bulamazken o iki taneyi bir arada hallediyordu esjnsjes ama kitbı cok sevdim ve ikinci serisi keske cıksaydı diyorum
YanıtlaSil