GKK ile Blog Turları #19 | Rosie Projesi - Graeme Simsion | Kitap Yorumu
Rosie Projesi
her zaman merak ettiğim bir konunun yazıya dökülmüş hali gibiydi benim için.
The Big Bang Theory’deki Sheldon ve Penny çıksaydı ne olurdu? Tabii her ne
kadar karakterleri ve davranışları onlara benzese de aslında çok farklı
olduklarını unutmamak lazım.
Don Tillman,
dahi genetik profesörümüz bu zamana kadar çok çekmiş, belirli sayıda arkadaşı
olan, banyo yapma süresi bile belli olan (üç dakika yirmi saniye, eğer saçını
yıkarsa bir dakika on iki saniyeye daha
ihtiyacı var) ve bu zamana kadar kendine mükemmel eşi bulamayan, sosyal yanı
zayıf bir adam. Bu yüzden de mükemmel eş bulma projesini başlatıyor.
İddiası basitti:
Herkese göre biri vardır. İstatistiksel olarak neredeyse kesinlikle haklıydı.
Ne yazık ki o kişiyi bulma ihtimalim yok denecek kadar azdı. Ama bu fikir
mutlaka bir çözümü olması gerektiğini düşündüğünüz bir matematik problemi gibi
beynimde bir huzursuzluk yaratmıştı.
Hazırladığı
anket ile en iyi eşi seçecek olan Don, bazılarını da görüşmeyle seçmeye karar
veriyor. İnanılmaz şekilde bu anketlere başvuranlar mevcut. Tamam Don belki
biraz (!) takıntılı olabilir ama o çok farklı. Dövüş sanatlarında usta, bu
sayede de vücudu oldukça güzel şekillenmiş, gözlük takıyor, kıyafetlerine pek
önem vermiyor. Bunun yanında her şeyi dakik ve planlı. Ezber yeteneği çok
yüksek ve hemen her şeyi anında öğrenebilecek bir kapasite var adamda.
Sosyal yanı
biraz zayıf, o duygularına göre değil de mantığına göre davranan bir adam. Bu
yüzden söyledikleri her ne kadar doğru olsa da çoğu zaman insanları kırıyor ya
da yanlış anlaşılıyor ama yaptığı bazı ufak şeyler o kadar… tatlı ki. Bazı
zamanlar da adamın robot olduğunu düşündüm yine de kalbimi verdim ben Don’a.
Hiç gerçekleşmeyecek aşklarımdan biri haline geldi şu an. Neyse konumuza
dönelim.
Rosie’nin benden
hoşlanmasını istiyordum ve erkeklerin kadınları nesne olarak gördüğüne dair o
tutkulu ifadesini de unutmamıştım. Onu nesne olarak mı yoksa sadece bir insan
olarak mı gördüğümü sınıyordu. Tabii ki doğru yanıt ikinciydi.
“Hiç o gözle
bakmadım,” dedim dünyanın en güzel kadınına.
Don projeyi
hayata geçirmişken hiç beklemediği bir şey oluyor ve hayatına Rosie giriyor.
Rosie anketteki her şeyin tersi bir kız ama nedense Don (her ne kadar eş adayı
olarak onu görmese de) kızın yanında olmak için daha önce yapmayacağı mantıksız
şeyler yapıyor. Mükemmel eş bulma projesi devam ederken bu sefer Rosie Projesi
başlıyor. Bu sayede de Don duygularına kavuşmaya başlıyor.
Pegasus’un
kitaplarını anlatmama pek gerek yok zaten. New York Times Bestseller
kitaplarından biri ve Bill Gates bile kitabı okuyup arkadaşlarına hediye etmiş.
Kitap çok akıcı. Elime aldığım zaman bırakmak bilemedim. Kitabı alıp okumanızı
ve yapabilirseniz de arkadaşlarınıza hediye etmenizi öneriyorum. Sonuçta bizim
Bill’den ne eksiğimiz var değil mi?
Neden başkalarının
hesabına sadece belli şeylere odaklanıyoruz? Birini boğulmaktan kurtarmak için
hayatımızı tehlikeye atıyoruz ama sayısız çocuğu açlıktan kurtarabilecek bir
bağış yapmaya yanaşmıyoruz.
0 yorum