Gezgin Kitap Kardeşliği ile Blog Turlari #22 "Son Çarem" || Kitap Yorumu
Herkese merhaba! 22. Turumuzdayız. İnanılır gibi değil. Bu
seferki turumuz yepyeni bir yayınevinin, taze bir yazarın kitabı. Uzun süredir
suratımda kocaman bir sırıtışla bir kitabı bitirmemiştim. Son Çarem sağ olsun yüz
kaslarım acımaya başladılar.
26 yaşında işsizlikle boğuşan Mayıs’ın kara kara düşünürken
ayağına iş fırsatı geliyor. Tamam, ayağına gelmiyor yanına oturuyor. Yanına
oturan bu ağız sulandırıcı adamın kendisine bir iş teklifi var. Kulağa ne kadar
sapıkça geldiğini fark eden Mayıs, kendine engel olamayıp adama bir güzel nutuk
çekiyor. Karşılığında ise hiçbir şey olmamış gibi konuşmasına devam ediyor
adam.
O
kadar uzun süredir iş arıyorum ki bir ara mesleğimin bu olduğuna ve ömrümün
sonuna kadar iş arayarak yaşayabileceğime kendimi ikna etmek üzereydim.
İstediği şey ise Arın diye bir adamı izlemesi. Hani şu Hollywood
filmlerindeki gibi ajanlık yapacak yani. Yapmasına yapacak ama kız tam bir
sakarlık ustası. Şimdiki ödülümüz ise daha ilk görevinde kendini rezil eden
Mayıs’a geliyor. Herkes bunu beceremez sonuçta.
Hadi diyelim bu ilk görevi, ajan değil sonuçta. Herkesin
başına gelebilir. İkinci seferde ise kendini daha büyük bir olayın içinde
buluyor. Yoksa olayın içine düşüyor mu demeliyim? Arın’ın üstüne düşüyor daha
uygun olacak gibi. Bu sayede de istemediği kadar yakın olmak zorunda kalıyor
Arın’a. Çünkü Arın’ın Mayıs’a bir teklifi
var.
İçimdeki
çapkın kadın ‘ben bunu alayım ama numaram sizde kalsın’ demek istese de,
sorumluluk sahibi olan yanım garip bir Fransız aksanıyla konuşmamı ve bir
yabancı gibi davranmamı önerip beni bu işin içinden sıyırmaya çalışsa da tek
yapabildiğim kıpkırmızı bir suratla uzanıp telefonumu alırken teşekkür etmeye
çalışmak oldu.
İki kişi arasında kalan Mayıs bir yandan görevini yerine
getirirken, diğer yandan da bu sevimli, yakışıklı, tek gülümsemesiyle kendini
eriten, egosu tavan yapmış kişilikle bir arada kalmak zorunda. Kolay gelsin
Mayıs!
Kitap daha ilk sayfasında beni tavladı. Bayıldım. Benim de
bir kardeşim var ve sürekli bana gereksiz şeyleri anlatır. SÜREKLİ. Mayıs’ın
kardeşi ile de kendi kardeşimi özleştirdim. Samimiyetlerini hissettim. Hele bir
kıyafet muhabbeti geçiyor. Aynı kardeşim. Bir kerede kullanma benim eşyalarımı
değil mi?!
Sarışın
şakalarından nefret ederdim! “Anlayamadım?”
Pişkince
sırıttı. “Şaşırmadım.”
Mayıs abartılmamış bir karakter. Laflarını gediğine
koyup sürekli Arın ile atışıyorlar ki en sevdiğim özelliklerinden biri bu oldu.
Arın’da bu laf dalaşlarından hoşlandığını belli edip durdu. Bu genelde
kitaplarda olmayan bir şey. Gerektiğinde karşı çıksa, kızsa da gülüşleriyle
benim de kalbimi çalmayı başardı.
Birkaç hataya denk geldim kitapta ama onlarda dikkat ettiğim
için görünüyorlardı. Yoksa hiçbir rahatsızlık vermedi bana. Kapağa da bayıldım
renkleri çok güzel. Kapaktaki karakterler bizimkilere uymuyor onu söyleyeyim
baştan. Kapağın içinde bir hatun var. Ahanda işte o hayallerimdeki Mayıs.
Çokbilmiş,
pislik, kendini beğenmiş!
Sakinim!
Egoist!
Değilmişim.
Okuması çok zevkli ve kolay okunabilen bir kitaptı. Türk
yazarlara önyargılı biri olarak ben bu kitapla beraber daha çok Türk kitabı
okumaya karar vermiş bulunuyorum. Yazara bunu başarabildiği için tebriklerimi
gönderiyorum buradan.
0 yorum