Kayıp Ruhlar Şehri - Cassandra Clare
"Hiç Kimse Kötülüğü Kötü Olduğu İçin Seçmez. Kötülüğü Seçen İyiyi Aradığını, Sonunda Mutluluğu Bulacağını Zanneder." ön sözüyle başlayan Kayıp Ruhlar Şehri'ni yeni bitirdim ve uzun süren serilerde olduğu gibi bozulmaların burada olmadığına çok seviniyorum. Uzun bir aradan sonra gelen kitabı ( bir önceki kitaplarda neler olduğunu tamamen unutmuşum) elimden düşüremedim. Eğer aşırı spoiler istemiyorsanız yazının devamını okumamanızı tavsiye ederim.
Sebastian, Düşmüş
Melekler Şehri'nin sonunda İblis Lilith'in ayininde uyanmış ve
Jace'i kendisine bağlayıp kaçmıştı. Bu kitapta bağlanma olayı , "biri
kesilirse diğerinin kanaması" olarak tanımlanıyor . Yani biri ölürse yanında
öbürünü de götürüyor ( yanlış hatırlamıyorsam böyle bir olay obsidiyende de vardı). Bunun için Sebastian'ı öldürürken Jace'i öldürmeyecek bir
silah bulmaları gerekiyor. Bunu tek başına halletmek zorundalar çünkü Merkez'e
bunu söyledikleri an kolay yola gidilecek ve Merkez hiç acımadan Jace'in
hayatına son verecek.
Sebastian tam olarak
babasının yolundan gitmese de Merkez'i yok etmek için iblislerle işbirliği
yapıyor. Jace'i yanında bulundurduğu halde bununla da yetinmeyip kötüler kulübüne
Clary'i de dahil etmek istiyor yozlaşmış p... (Neyse sakinim)
Tüm kitap boyunca içime
oturan durum sanırım Jace'in kendinde olmaması! Bizim yakışıklı Jace'simiz
mühür sayesinde Sebastian'ın bir nevi kölesi haline geldi. Kendisine ait tek
şeyde Clary'e duyduğu aşkı...
ALINTILAR :
"... Ortadan kaybolan ben olsaydım..."
"Seni küllerin arasından çıkartmak için bütün dünyayı yakıp yıkacağını biliyorum."
(Alec ve Clary, Jace hakkında)
"İçindeki vampir... dışındakinden farklı mı?
"Kesinlikle. Benim bağrı açık gömlekler giymemi ve fötr şapka tamamı istiyor. Direniyorum." (Simon ve Clary)
"Bilmiyorum," diye fısıldadı Clary. "Bilmiyorum. Sen kimsin?"
"Ben hala Jace'im," dedi genç adam. "Seni hala çok seviyorum."
"Yani benimle olduğun sürenin yüzde doksan beşi boyunca terbiyesiz şeylerle karşılaşmak zorunda kalıyorsun."Clary başını arkaya atıp ona baktı. "Yüzde doksan beş mi? Geri kalan yüzde beşlik dilimde ne oluyor?"
"Aman bilirsin işte, sıradan şeyler... Öldürmem gereken iblisler, öğrenmem gereken mühürler, son zamanlarda canımı sıkan insanlar, uzun zaman önce canımı sıkan insanlar, ördekler."
"Aman bilirsin işte, sıradan şeyler... Öldürmem gereken iblisler, öğrenmem gereken mühürler, son zamanlarda canımı sıkan insanlar, uzun zaman önce canımı sıkan insanlar, ördekler."
"Bodyguard filmini mi seyrettin sen? Sana aşık olup seni kaslı kollarımla kucağımda taşımaya falan niyetim yok." (Simon ve Raphael)
"Üstüne atlamayacağım," dedi kız sabırsızca. "Seni çıplak görünce kendime hakim olabiliyorum."
"Emin misin?" diye sordu Jace gömleğini omuzlarından aşağı kaydırırken. "Çünkü bu göğsü görüp birbirleriyle yarışan kadınlar ciddi kazalar atlattılar."
"Senin... beş para etmez... yüzüne... tokat atınca... ojem bozuldu. Bak!" Ağabeyine parmağını gösterdi. Tek bir parmak.
"Cenneti harekete geçiremezsem cehennemi diriltirim."
0 yorum