Harmony Clean Flat Responsive WordPress Blog Theme

Beni Seç! Beni Seç! Beni Seç!

23:11 Keiradaisy 2 Comments Category :



BENİ SEÇ - KIERA CASS






"...Kitabı bitireceğim diye yorulmuş olabileceğinizden dolayı..." sözü sanırım şu anda tam olarak beni tarif ediyor. Yazar kitabın teşekkür bölümde (son sayfa) bunları dile getirmiş ve ertesi sabah erkenden kalkmam gerektiği halde, gecenin dördünde kitabı bitirdim.
Ertesi gün de hemen Elit'e başladım ve o da bitmiş durumda. Elimden nasıl bırakacağımı bilemedim ve şimdi yazarın diğer kitabı The One'ın çıkmasını beklemem gerekiyor.



ARKA KAPAK

Bir prens nasıl tavlanır? 

Illéa ülkesinde tüm genç kızlar doğdukları günden beri sınıf atlamanın peşinde. Paha biçilmez mücevherlere, göz alıcı elbiselere ancak bu şekilde sahip olabilecekler. Bunun için tek bir şansları var: SEÇİM. Kıyasıya bir mücadeleyle geçen Seçimi kazanmanın tek yolu Prens Maxon'ı kendine aşık etmek. 



America içinse Seçim, bir kabustan farksız. Bu yarışa girmeyi kabul ederse, kendisinden aşağı sınıftan olduğu için herkesten gizlediği aşkı Aspen'i arkasında bırakmak zorunda kalacak. Öte yandan bu, ailesinin tek kurtuluş şansı. 

America saraya adım atar atmaz, kendini esrarengiz bir dünyanın içinde bulacak. Saray hiç de dışarıdan göründüğü gibi olmayacak. 

35 kızın katıldığı vahşi bir yarış nasıl kazanılır? 


"Açlık Oyunları ile The Bachelor arasında bir yerde duran bu roman öyle eğlenceli ki. Yazar, America'nın gizli, ilk aşkının külleri sönerken America ve Prens Maxon arasında gelişen kimyayı öyle ustaca kurmuş ki, okumaya doyamıyorsunuz." 
Publishers Weekly

"Kiera Cass'in ilk romanı Beni Seç, reality şov ve distopik bir peri masalının mükemmel sentezi."
Kiersten White, Paranormal





Detaylı ve bir o kadar da spoilerlı yorumum:





    America Illéa'da yaşayan beşlerden biri. Geçimini ailesi gibi şarkı söyleyerek ve müzik aletleri çalarak kazanıyor çünkü "5"'lerin yaptığı bu. Yakışıklı ve bir o kadar da çalışkan - Mer'in kalbini çalan genç - ise bir altı... (Aspen) Diğer kast sistemlerinde olduğu gibi diğer sınıfların birbirleriyle olması çok zor.
    Illéa anlaşıldığı gibi kast sistemiyle yönetilen bir krallık. Mer ve ailesi zar zor geçinirken altı ve yedilerin durumu daha vahim. Sekizler ise... onlar sokakta yaşamaya mahkum alt sınıfında altı. 
Halkın umudunu yükselten tek şey ise Seçimler. Ülkedeki her kız sınıfı ne olursa olsun Seçimlere katılabiliyor ve prensi ve tacı kapabiliyorlar. Tabii bunun için ilk 35'e girmek ve prensin kalbini çalmak gerekiyor.
    America da annesi ve Aspen'in iteklemesiyle yarışmaya katılıyor ve bilin ne oluyor : Seçiliyor! (Aspen ile ayrılıyorlar ne yazık ki... Neden Seçim değil daha çok Aspen'in Mer'e bakamayacak 
  olması)
    Zaten bundan sonra da esas heyecanlı olay başlıyor. Saraya giden Mer kriz geçirdiği bir anda kendini bahçeye atmaya çalışıyor (Bahçeye çıkmak yasak çünkü krallıktan memnun olmayan asilerin her an saldırma ihtimali var ). Muhafızları geçemediğini düşündüğü anda Prens Maxon  <3 imdadına yetişiyor ve böylece tanışıyorlar.
    Maxon ile America'nın kahvaltıda yaptıkları iddia çok hoşuma gitti. Atışmalar her zaman hoşuma gider zaten. İddianın konusu Mer'in kardeşinin çilekli turtayı yediği zaman ağlayıp ağlamayacağı. Mer kazanırsa pantolon giyebilecek, Maxon kazanırsa Mer'den randevu koparacak! Maxon iddiayı kazanıyor ve yürüyüşe çıkıyorlar. Mer burada prense arkadaş olma teklifini sunuyor ve Maxon'da kabul ediyor. Nazik Maxon kazansa bile Mer'e pantolonları yolluyor.  Daha sonraki büyük olay ise Aspen'in saraya gelmesi, üstelik muhafız olarak! Yani o artık bir 2. Tam da Mer Maxon'dan hoşlanmaya başlamışken aklı feci derecede karışıyor. Kimi seçecek? Çocukluğundan beri tanıdığı ve sevdiği Aspen'i mi , yavaş yavaş tanımaya başladığı ve onun gerçekten hoş biri olduğunu farkettiği Maxon'ı mı? İşler onun için hiç kolay olamıyor. Kızlar 6 kişiye indi ve Mer'in en kısa sürede bir karar vermesi lazım.  




ALINTILAR




 Kraliyet ailesinden olmak istemiyordum. Birinci sınıf olmak da istemiyordum. Hatta kılımı kıpırdatmak bile istemiyordum.




"Seni seviyorum." diye fısıldadım.



"Onu geri çevirmeme izin vermeyecekler. Hiçbir şey  için."



Hoşça kal, Aspen.



YAŞASIN KIZIL KAFALAR!



"Ben... Nefes alamıyorum."



"Senin için öyle. Güzel kafesini aynı şey için kavga eden otuz dört erkekle doldur. O zaman gör bakalım hoşuna gidecek mi."



"Planım, sen bana tekmeyi basana kadar yemeklerin keyfini çıkarmak."



Diz tekmesi. Cidden. Majestelerinin uyluğuna dizimi geçirmiştim. Tüm gücümle.



"Eğer sana aşık olmamı istemiyorsan, bu kadar tatlı görünmeye bir son vermelisin."







RELATED POSTS

2 yorum

  1. ya acaba önerdiğim kitaplar gibi bi bölüm yapabilir misin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii ki en kısa zamanda yapmaya çalışacağım :)

      Sil