Harmony Clean Flat Responsive WordPress Blog Theme

GKK ile Blog Turları #18 | Köle - Işıl Parlakyıldız | Kitap Yorumu

22:19 Keiradaisy 0 Comments Category : , , , , , ,





ışıl parlakyıldızKalınlığına rağmen köle kitabı çabucak bitti. Karakterlere bir sinirlenip bir üzüldüm. Değişik duygular içindeyim. Öncelikle Türk yazar konusunda herkesin olduğu kadar benim de çekincelerim var. Hatta çoğu kişiden daha önyargılıyım. Ama bu kitap beni ilk sayfasında esir aldı.


“Sizce yatağıma giren kadınların kaçı istemeyerek geliyor? Ben cevap vereyim: Hiçbiri. 
Ve bir soru daha: Sizce kaçı zevk almadan yatağımdan çıkıyor? Cevap vereyim: Hiçbiri.”


Kitap 24. yüzyıl başlarında geçiyor. Savaşlar sonucunda düzen yıkılmış, kargaşa çıkmış, kölelik başlamış. Barış yanlısı bir adam çıkıp da her şeyi düzene sokana kadar bu böyle devam etmiş. Sonucunda yeni bir krallık kurulmuş, ilk olarak köleleri koruma amacıyla olsa da kölelik yasal hale gelmiş. Biz de kitapta birbirinden çok ayrı kutuplarda olması gereken köle ve bir prensin aşkını okuyoruz.

Kitap kapağını sevdim. Kelebeklere bayılırım zaten. Tek sıkıntım zincirlerde olaymış kanatlarda... Ama anlamı güzelmiş kapağın o yüzden batmadı gözüme hiç. Zaten siyah kırmızı uyumu iyidir. Kitap kalın ama bana gayet uygun göründü. Daha kalın olsaymış onu da okurdum kesin ben. 

“Bir prense aşık olmak ölümle anlaşma yapmaktır.”

Kitapta her ne kadar eski zamandaki gibi haremler, krallık falan olsa da teknolojik aletler hala mevcut. Hayallerimde tam sarayları canlandırmışken karşıma çıkan telefon, laptop gibi şeylerde hayallerimi yıkmak zorunda kaldım kaç kere. Yada Edward’a çok yakışacağını bildiğim smokinler yada eşofmanlar… Biraz sitem edermiş gibi yazdım ama aslında çok hoşuma gitti. Farklı bir havası vardı. Bayıldım kısaca.


Kitap çok güzel, güzel olmasına ama Edward için puan kıracağım ben bu kitaptan. Kitaba puanım beş ama Edward’ın hareketleri onu ne kadar sevsem de bazen beni çileden çıkardı. Kaç kere düzel be adam dedim bilmiyorum. Aslında karakteri çok yerindeydi. Böyle yapmayın bak çok pişman olursunuz mesajı vardı ama bu delirmeme engel olmadı. Birkaç kere kitabı sinirle kapadım hatta. Tabii böyle olmasaydı herkes her şeyi hemen söyleseydi kitap hiç olmaz iki sayfada biterdi. Neyse spoilerlara girmemek için susuyorum ben. Okuduğum kadarıyla da kitabın ilk baskısı bitmiş bile. Yazara başarılarının devamını diliyorum ve yorumumu sonlandırıyorum.


“Kız biraz olsun kendini frenleyebilseydi ölmek zorunda kalmazdı. Haddini bilmeliydi. Hayaller kurmak ona zarar verdi. Evet, siz haklısınız trajikomikti.”


ışıl parlakyıldız


Kitabın Adı : Köle
Yazarın Adı: Işıl Parlakyıldız
Sayfa Sayısı: 744
Yayınevi: Müptela Yayınları

Kudretli bir prensin bir köleye duyduğu tutku... Bir kölenin efendisine olan aşkı...

Veliaht Prens Edward, yatağını nice kadınlar süslerken, aradığı tutkuyu kölesinin gözlerinde bulduğunda âşık olabileceğini hiç düşünmemişti. Aslında Prens Edward’ın aklını kurcalayan sorunun yanıtı gayet basitti: İkisi de sadece bedenlerinde özgürdüler. Ne Edward bir prensti ne de Jaymie bir köle... Dudakları, gözleri, elleri özgürce konuşuyordu. Sevişmeleri, birbirlerine haykıramadıkları, söylemek isteyip susmak zorunda kaldıkları cümlelerdi.


Her istediğini elde etmiş bencil bir prens, bir kölenin aşkıyla baş edebilecek mi? Aşkları için geleneklere karşı savaşırken engelleri aşabilecekler mi? Kaybedişi, intikamı ve pişmanlığı yaşarken sevgileri yeniden doğru yolu bulabilecek mi? Şehvetin, masumiyetin ve acının derinlerinde; aşkın her hâlini anlatan bir hikâye...

RELATED POSTS

0 yorum