Herkese merhaba millet! Tatiliniz umarım iyi gidiyordur. Benim gibi işle uğraşanlara ise Allah kolaylık versin. Yine yepyeni bir turla sizlerleyiz. Bu seferki turumuz Pegasus Yayınlarından çıkan Amnezi kitabı. Her zaman olduğu gibi Pegasus yine en iyi kitabı seçmiş biz okuyalım diye. Amnezi, bir grup çocuğun deneylerle olağanüstü yetenekler kazanmasını konu alıyor. Bu çocuklar bir çiftliğin bodrum katında, onlara özel hapishanelerinde kalıyorlar. Neden orada olduklarını bilmedikleri gibi geçmişleri hakkında da hiçbir şey hatırlamıyorlar.

Babasına yardımcı olan Anna ise bu çocuklara karşı hep bir yakınlık hissediyor hem de onları en yakın arkadaşları olarak görüyor. İçlerinden birini arkadaştan çok daha ötede görüyor da hadi neyse. Babasının lafını dinlemeyip bir gece gizlice girdiği laboratuvarda bu çocuklarla tanışıyor. Daha sonra kendini oradan uzak tutamayan Anna, en çok Sam ile konuşmayı seviyor. Bir süre sonra yakalanan Anna'ya babası beraber çalışabileceklerini söylüyor. Tabii her ne kadar bu iyi bir şey olsa da işler yolunda gitmiyor ve Anna kendini bu neredeyse hiç tanımadığı çocuklarla kaçarken buluyor. Hafızaları geri dönmeye başlayan bu çocuklar gerçekleri bulmaya çalışırken, Anna da kendi hayatıyla ilgili gerçeklerle başa çıkmaya çalışacak.

Kitap çok akıcıydı. Çeviri de gayet başarılıydı. Zaten bu tür kitapları çok seviyorum ben. Kenarda yazılmayı bekleyen (can çekişen) doğaüstü çocuklarla ilgili bir hikayem duruyor. Kitabın kapağını çok beğendiğimi söyledim mi? Nedense çok ilgimi çekti. Amnezi yazısını da yan yazmaları çok değişik olmuş. Umarım kitabın ikincisi çabucak çıkar. Bu sürükleyici kitabı bize kavuşturduğu için Pegasus' a teşekkürler.

Geldi gönlümün efendisi. Locke Lamora'yı okuyup aşık olmayan varsa kitap zevkinden şüphe ederim ben. Bu kadar sürükleyici bir kitap daha olamaz ve bu kadar merak uyandırıcı. Sonunun gelmesiyle beraber de Locke hayranları diğer kitabı sabırla beklemeye başladılar. Çok fazla da beklememize gerek kalmadı ve ikinci kitaba kavuştuk. İlk kitabın yorumu blogta mevcut eğer okumadıysanız bir göz atmanızı öneririm.

İkinci kitapta Locke'un başı her zamanki gibi dertte. Hatırlarsanız bağlı büyücülerden birine hiç hoş olmayan şeyler yapmıştı. Eh hak etmişti ama oh olsun. Şimdi bu adamın diğer arkadaşları Locke'un peşinde ve Locke'un da onlara yakalanmaya hiç niyeti yok.

Bu planların içine bir şekilde korsanlar da katılınca... Olaylar olaylar. Yine heyecan dolu bir kitap okuyucularını bekliyor.

Kitabın betimlemeleri, yazımı, çevirisi, her şeyi çok güzel. İsme bakarak ilk kitabı saçma bulanlar olabilir ama isim kitaba o kadar yakışıyor ki. Ne olursa olsun ben birçok kişiye bu seriyi okumalarını öneriyorum. İnanın pişman olmayacaksınız.