Çekiliş ve Ön Okuma: Kurucunun Kızı - Amy Engel
23:18 Keiradaisy 2 Comments Category : Amy Engel , Çekiliş , Kitap Çekilişi , Kurucunun Kızı , ön okuma , Tur , yabancı yayınları
Kimse artık beyaz gelinlik
giymiyordu. Beyaz kumaş elde etmek çok güçtü ve birkaç düzine ya da daha
fazlasını dikecek kadar kumaş bulmanın bedeli ve zahmeti, oldukça fazlaydı. Liderimizin
oğlunun damat olacağı bugün bile, bu mümkün değildi. O bile beyazlar içinde bir
kız ile evlenmesine izin verilecek kadar özel değildi.
“Düzgün dur,” dedi ablam
arkamdan. Soluk mavi elbisemin sırtındaki fermuarını yukarı çekmeye çalışırken
buz gibi eklemleri sırtıma değiyordu. Elbise, onun hiç gerçekleşmeyen düğünü
için yapılmıştı ve onunkinden daha uzun bedenime tam oturmuyordu. “İşte oldu.” Fermuarı
son bir kez çekiştirdi. “Dön bakalım.”
Yavaşça döndüm, yumuşak
materyalde ellerimi aşağıya doğru kaydırdım. Elbiselere alışık değildim.
Altında çok çıplak hissedişimden hoşlanmamıştım, şimdiden pantolonumu ve aşırı sıkı
korsemde sıkışıp kalmış soluğumu özlüyordum. Sanki düşüncelerimi okumuş gibi Callie’nin
gözleri aşağıya doğru gezindi. “Göğüslerin benimkilerden büyük,” dedi pis pis sırıtarak.
“Ama onun, bundan şikâyet edeceğini sanmam.”
“Kapa çeneni,” dedim ama
kelimelerimin ardında pek tutku yoktu. Bu kadar gergin olacağımı düşünmemiştim.
Bugün pek de sürpriz değildi. Tüm hayatım boyunca geleceğinden haberdardım, son
iki yılımın her dakikasını hazırlanarak geçirmiştim. Ama artık buradaydım ve
parmaklarımın titremesini ya da midemin bulanmasını engelleyemiyordum. Bunu
yapabilir miydim, bilmiyordum ama başka seçeneğimin olmadığını da biliyordum.
Callie uzanarak kaçak bir
saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı. “İyi olacaksın,” dedi, sesi güçlü
ve sağlamdı. “Değil mi? Ne yapacağını biliyorsun.”
“Evet,” diyerek başımı geri
çektim. Kelimeleri daha güçlü hissetmemi sağlamıştı; bebek muamelesi görmeye
ihtiyacım yoktu.
Uzun bir süre bana baktı,
dudakları düz bir çizgi halini almıştı. Doğuştan hakkı olan yeri aldığım için
bana öfkeli miydi, yoksa yerini verdiği, omuzlarında bu kadar umudu taşıyan evlat
olmadığı için mutlu muydu?